10 Kasım olaylarının ardından 7 gün geçti. Ama hala konuşuluyor. Siyaset kanadı açılış, cenaze vs. programlarda bir araya gelirken herhangi bir soğuk atmosfer yaşanmıyor. Güle oynaya ortamdan ayrılıyorlar. Fakat içlerinde bir uhde var iki kesiminde. İki kesimden kastım CHP ve AK Parti.
AK Parti’nin çelenginin tekmelenmesiyle dikkatleri üzerine çeken kişi Ercan Aksoy oldu. Basın gündeme getirsin getirmesin, olay gerçekleştiren kişi apaçık belirgin olduğu için, herhangi bir deşifre durumu söz konusu değildir.
***
Cumartesi günü akşam saatlerinde AK Partililerin de bulunduğu Değirmenköy’deki bir programa katıldım. O sırada, Ercan Aksoy’un kimliği belirlenemeyen iki kişi tarafından darp edildiği haberini öğrendim.
Hemen akla gelmiyor değil. Aksoy’un, tepki çeken bir hareketi var ortada. Hiç yapmaması gerekirken, AK Parti’nin çelengini tekmeledi. Duygusal hareket ettiğini farz edelim.
Akabinde, ona bir saldırı gerçekleşiyor. Kendi yaşantısında biriyle bir sorunu olsa ve kavga etse, ki bu kişilerin kimliği yine tespit edilmese, kafalar direk 10 Kasım’a çevrilir. Öyle de oldu. Aksoy bile, bir internet sitesinde, saldırıya maruz kalmasının sorumluları olarak AK Parti’yi işaret ediyor.
***
Bu saldırı kim veya kimlerin kanadından gerçekleştirildi bilmiyorum ama ben yine de bir plan dâhilinde işlerin yürütüldüğünü düşünüyorum. Çünkü, tepki gösterilmesi beklenen AK Parti çevresinin, bu olayın gerçekleştirilmesinde parmağı olacağı ihtimalini vermiyorum.
Siyaset bilen adam, bu işlerin sıcağı sıcağına gündeme gelmesini istemez.
Ve yine iddia ediyorum ki, CHP-AK Parti çatışması yaratılmasından ziyade, halkın AK Parti’ye olan tepkisinin arttırılması planlanıyor olabilir.
***
Bu tür etki-tepki meseleleriyle Türkiye’de çok sayıda hadise meydana geldi. Silivri küçük bir yer, kontrol kolay sağlanır fakat asıl yapılmak istenileni iyi irdelememiz gerekiyor.
Bizler basın olarak üzerimize düşeni zaten yapmaya çalışıyoruz. Ne, nasıl ve hangi şartlarda gerçekleşiyorsa onu en objektif şekilde duyurmaya çalışıyoruz. Görmezden geldiğimiz bir durum yok. Farklı düşünenler ya da inkâr edenler varsa, buyursun bizimle de paylaşsın fikirlerini.
Bizler nasıl Silivri halkına hizmet ediyorsak, siyasetçiler de siyaset makamlarından hizmetlerini sürdüreceklerse, bu işi kimlerin en iyi yapacağını halka anlatmamız gerekiyor.
***
Diğer yandan önemli bir hususu atlamamalıyız. Her ne olursa olsun, bizler Silivri’de yaşıyoruz, birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Şiddete ya da ağır sözler etmeye değmez hiçbir şey.
Ben bu olaylarla ilgili olarak, tekrardan sağduyulu olmamız gerektiğini düşünüyorum ve çirkin saldırıyı gerçekleştirenlerin bir an önce yakalanması için, siyaset mekanizmalarının ortak hareket etmesi gerektiğini bu satırlardan ifade ediyorum.